SİVİL DEMOKRATİK İSLAM VE SHERLY BENARD'IN TAVSİYELERİ

ABD ve müttefiklerinin teröre karşı savaş dedikleri ancak asıl kendilerinin devlet terörü fırtınası estirdikleri zamanımızda, terörist gördükleri Müslümanlarla yalnızca silahla değil, fikirle de savaşmıştır ve İslam dünyasının geri kalanından destek görmemeleri için de ellerinden geleni yapmışlardır ve halen de yapmaktadırlar. Fikirle savaşlarında en önemli yol göstericilerinden biri de eski Irak ve Afganistan elçisi Zalmay Halilzad'ın karısı olan (Yahudi kökenli) Cherly Benard'ın "Sivil Demokratik İslam: Ortaklar, Kaynaklar ve Stratejiler" kitabıdır. Önce ABD hükümetine rapor olarak sunulan bu çalışma, daha sonra kitap olarak basılmıştır. Şimdi Benard'ın bu kitabından bazı tavsiyelere bakalım;

- Şeriat altındaki Müslümanlara, RAND Müslümanlarının (yani RAND'in yayınladığı ILIMLI MÜSLÜMAN tarifine uyan kimseler) çalışmalarını sübvansiyone edilmiş fiyattan basıp dağıtmalıyız.

- Onları kalabalık kitleler ve gençler için yazmaya teşvik etmeliyiz

- Onların görüşlerini İslami eğitim müfredatına sokun

- Onların İslamiyet öncesi ve İslami olmayan kültürleri hakkındaki farkındalıklarını medyada ve ilgili ülkelerin müfredatlarında teşvik edin ve bunu onlar için kolaylaştırın.

- Sufizmin popülerliğini ve kabulünü teşvik edin.

Yani bu kadın tasavvufu sevdiğinden değil, onun şiddet karşıtı duruşundan faydalanmak istiyor. (misalen sahih olmayan bir hadise dayanan nefisle cihad anlayışı) Acaba kendisi Ömer Muhtar'ın, Şeyh Şamil'in veya Abdulkadir Cezairi'nin tasavvuf anlayışını da teşvik eder miydi ?!

- Köktendincilerin yasadışı gruplara ve aktivitelere olan bağlantılarını ortaya çıkarın

- Onların şiddet eylemlerinin sonuçlarının propagandasını yapın

Yani bu kadın diyor ki İslam'da da öldürülmesi caiz olmayan kimseler, yapılan eylemler sonucu zarar görürse bunu abartın, her yerde yayın. Misalen bombalı saldırılarda veyahut silahlı baskınlarda muharip olmayan Müslüman veya gayri Müslim sivil kimseler kazaen öldürülürse bunların yaygarasını koparın. Ama Amerikan ordusu tüm yaşam alanlarını, içindeki kadınlar çocuklar ve yaşlılarla birlikte bombalayıp onları öldürdüğü zaman biz bunu bir kenara koyup hakkında hiç konuşmayacağız, bunu unutacağız ve eğer ki bu dünya medyasına sızarsa o zaman hemen bir bahane bulacağız.

-Radikallerin, köktendincilerin ve teröristlerin şiddet becerileri hakkında saygı ve beğeni göstermekten kaçının

Yani misalen; "aaa bak radikaller yanlış yoldalar filan ama inandıkları doğru için dağlarda yaşıyorlar, ailelerinden vazgeçiyorlar, inandıkları din için hayatlarını feda ediyorlar, uçaklara/tanklara karşı sadece hafif silahlar ve el bombaları ile mücadele ediyorlar" vs vs gibi yorumlar yapmayın diyor. Çünkü bu şekilde ifadeler saygıya/empatiye ve zamanla da sempatiyle beraber onlarla iletişim kurmaya ve onlara katılmaya yol açar.

- Onları ruhen rahatsız ve korkak insanlar olarak sergileyin, kötü kahramanlar olarak değil

Yani şöyle propagandalar yapın diyor: "Cihada gitti çünkü psikolojisi bozuktu. Cihada gitti çünkü herkes gibi iş bulup, evlenip bir düzen kuramadı. Cihada gitti çünkü ailevi problemleri onda travma oluşturdu ve herkese karşı nefret doluydu vs vs vs . "

Kurşungeçirmez yelekli, çelik başlıklı, kümelenmiş kum torbalarının arkasında ama yine de Filistinli çocukların taşlarından kaçan İsrail askerlerinin nasıl cesur olduklarını, taş dışında hiçbir şeyle silahlanmamış ve pantolon ile tişörtten başka hiçbir şey giymemiş oldukları halde askerlere saldıran Filistinli çocukların ise nasıl korkak olduklarını anlamakta zorluk çekiyoruz.

-Gazetecileri, radikallerin ve teröristlerin gruplarındaki ahlaksızlıklar, ikiyüzlülükler ve bozulmalar gibi konuları araştırmaya teşvik edin

Aynı zamanda şöyle de diyebilirdi; hadi onlara karşı böyle yalanlar uyduralım. Onları mahkemeye alalım ve hapse atıp cezalandıralım.

Örneğin Humeidan et-Türki isimli bir Müslüman, Denver Colorado'da ki el-Başer yayınlarının müdürü ömür boyu hapse mahkum edildi. Çünkü hizmetçisine tecavüz etmekle suçlanıyordu !

-Radikallerin arasında bölünmeyi teşvik edin

Yani bir Müslüman, dünyanın diğer bölgelerindeki Müslümanların işgalci kafirlere ve yerli işbirlikçilerine karşı direnmesini kalben destekliyor, sempati duyuyor ve dua ediyor. Daha sonra medya da öyle haberler görüyor ki bunlardan nefret etmeye başlıyor. Misalen; Afganistan'da Taliban şunu yaptı, Somali'de eş-Şebab bunu yaptı. Keşmir'de ki gruplar Hindistan'a girdi ve Hintli halka şunu yaptı. Yahut kendi içlerinde savaştılar vs vs vs. Böyle haberleri gören ve inanan bir kişinin, mücahidlere sempatisi, maddi-manevi desteği kalır mı? Bütün bunlara karşı dikkatli olunması lazım. Zamanımız artık cephe savaşlarının değil, propaganda savaşlarının, dezenformasyon savaşının yaşandığı bir zaman. Cephe de kazanan çoğu grup, cephe gerisinde yaşanan bu medya savaşından ötürü kaybediyor yahut gücü önemli ölçüde azalıyor. Allah'ın emrine tabi olalım ve "eğer bir fasık size haber getirirse onu araştırın" kavli gereğince hareket edelim. Velev ki daha önce o gruplardan birinde savaştığını bildiğimiz bir kişi bile olsa.