Kayıtlar

2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ZELİMHAN YANDARBİYEV BAZI MÜLAHAZALAR

Son zamanlarda meydana gelen olaylar, dünyada cereyan eden din esasına dayalı bir mücadelenin gittikçe şiddetlendiğini göstermektedir. Özellikle, S.S.C.B. ile diktası bünyesinde kurulmuş olup, en belirgin özelliği resmi ateizm olan sosyo-politik sistemin çöküşünü izleyen olaylar bunun açık göstergesidir. Temelinde insanlık tarihinin doğurduğu nedenler (siyasi, ekonomik, etno-kültürel vs.) yatan dünya çapında ihtilafların hepsi gittikçe metafizik nitelikli mücadeleye dönüşmektedirler. Bilindiği üzere, Allah (celle celaluhu) insanı yarattıktan sonra İblis'in ona secde etmeyi reddetmesi üzerine, mağruru rahmetinden mahrum bırakıp kovmuştur. Fakat o, Kıyamet Günü'ne kadar mühlet isteyip insanı doğru yoldan saptıracağına yemin etmiştir. Bu alanda da İblis oldukça başarılı olmuştur, dünyamızın bugünkü hâli bunun göstergesidir. İnsan, Allah Teala'nın halifesi olmaktan ziyade, İblis'in hizmetkârı olmuştur ve ilk günahı -gururu- kendi içinde İblis'ten çok daha büyük bir dere...

İBN BATUTA'NIN YALANI

"Allah Dünya Semasına Benim Şu İnişim Gibi İner" Sözü: Gezgin İbn Batuta seyahatnamesinde şöyle demiştir: "Hicretin 726 yılı muazzam Ramazan ayının 9'una denk gelen perşembe günü Şam'in Dümaşk şehrine vardım. Dımaşk'ta Hanbeli fakihlerin büyüklerinden Şam'in büyüğü ve çeşitli ilim dalları hakkında söz söyleyen Takiyuddin İbn Teymiyye vardı. Ancak aklı pek yerinde değildi. Dımaşklılar ona çokça tazim eder, o da minbere çıkıp onlara vaazlar verirdi." Sonra şunları söyler: "Caminin minberinde insanlara vaaz ederken cuma gününde huzurunda bulundum. Onlara öğüt veriyordu. Söylediği sözler arasında şu da vardı: "Allah dünya semasına benim şu inişim gibi iner." Bunu dedi ve minberin basamaklarından bir basamak indi. İbnu's Zehra diye bilinen Maliki mezhebine mensup bir fakih ona karşı çıktı ve onun söylediği bu sözü reddetti. Fakat herkes bu fakihe karşı çıkıp elleriyle, ayakkabılarıyla ona alabildiğine vurdular ve nihayet sarığı düştü...

İBN TEYMİYYE VE CEHENNEMİN FANİLİĞİ (FENAUN NAR) MESELESİ

Düşmanları tarafından sıklıkla dile getirilen bu iddia o kadar yaygınlık kazanmıştır ki, artık İbn Teymiyye'yi sevenlerin bile bu görüşü ona nispet ettikleri görülür olmuştur. Bu ise şeyhin eserlerini hakkıyla mütalaa etmeden ve kulaktan dolma sözlerle hareket etmekten kaynaklanmıştır. Oysa Ibn Teymiyye eserlerinin onlarca yerinde cehennemin ebedi olduğundan bahsetmiş ve bu konuda icma olduğunu nakletmiştir. Bunu ise "Mecmu'u'l-Fetava", "Minhâcu's-Sünne", "Beyânu Telbisi'l-Cehmiyye" "el-Akidetu'l-Hameviyye" ve "Der'u Teârudi'l-Akli ve'n-Nakli" gibi meşhur kitaplarında dile getirmiştir. Şeyhin bu konu sadedinde naklettiği icma haberleri: a- "Mecmu'u'l-Fetâvâ" ve "Beyanu Telbisi'l-Cehmiyye" isimli iki eserin de cehennemin ebediyeti hakkında şöyle demiştir: "Muhakkak ki ümmetin selefi ve imamları, yine Ehli sünnet ve'l-Cemaatin hepsi ittifak etmişlerdir ki mahl...

ALİMLERİN İBN TEYMİYYE HAKKINDAKİ ŞEHADETİ

İbn Teymiyye yaşadığı dönemden günümüze kadar ki süreçte âlimler tarafından o kadar çok takdir edilmiştir ki, onun için söylenen bu sözler ciltlerle kitap tutacak miktardadır. Mesela Şafii mezhebi âlimlerinden Hâfız İbn Nâsıruddin ed-Dimeşki (v.842/1438) tarafından kaleme alınan “er-Reddu’l-Vâfir” isimli bir ciltlik eserde, İbn Teymiyye’ye “şeyhulislam” diyen 100’e yakın âlimin sözü kaydedilmiştir.1 Bu esere İbn Hacer el-Askalâni ve Bedreddin el-Ayni gibi büyük imamlar takrizler yazmışlardır. Günümüze nispetle yaklaşık 600 sene önce yazılan bu eser eğer bugün yazılacak olsaydı, şüphesiz ki bu isimler binleri bulacaktı. Burada İbn Teymiyye’yi tanıma fırsatı bulan ve ondan sonra gelen bazı âlimlerin onun hakkındaki sözlerini nakledeceğiz: 1- Allame İbn Dakiki’l İyd (v.702/1302) Mısır’da onunla karşılaştığında şöyle demiştir: “Allah’u Teâla’nın senin gibi birisini bu zamanda yaratmış olabileceğine ihtimal vermezdim.” Yine şöyle demiştir: “İbn Teymiyye ile karşılaştığımda onu bütün iliml...

İBN TEYMİYYE: HAYATI HAKKINDA KISA ÖZET

  İbn Teymiyye'nin çevresinde verdiği ilk mücadelesi ameli sahada olmuştu. Hicretin 692. (m. 1292) senesi 21 yaşındayken hacca gidip dini görevini yerine getirdiğinde Assaf isminde bir Hristiyanın Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e sövdüğünü haber aldı. Dâru'l-Hadis hocası Zeynuddin el-Fâriki'yi yanına alarak saltanat naibine gitti. Bu Hristiyanın sığındığı Alevi kişi ile halk arasında çıkan kavgada halkı kışkırtmakla suçlanan İbn Teymiyye tutuklandı. Daha sonra ise salıverildi. Bu hâdise Ibn Teymiyye'nin "es-Sârimu'l-Meslúl ală Şâtimi'r-Rasûl" isimli eserini yazmasına sebep oldu." Ibn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihaye 13/396 Genç yaşta kaleme aldığı bu eser, yazıldığı tarihten itibaren âlimlerin teveccühünü kazanmıştır. Öyle ki muhaliflerinden Takiyyuddin es-Subkî bile "es-Seyfu'l-Meslûl alá Men Sebbe'r-Rasûl" adlı eserinde bu kitabından bir çok sözünü delil ve şahit gösterme babından nakletmiş ve onun bu eserini meth...